AZ

SINIR ÖTESİ NEHİRLERDEN KAYNAKLANAN TEHLİKE » AzadMedia.az


ESENBAY Alma Magaviyakızı

Son yarım asırdır insanoğlu, maddi zenginliklere odaklanmış ve çevresel tehlikeleri göz ardı etmektedir. Zenginlik uğruna bütün doğal kaynakların yok edilme durumu hız kazanmıştır. Ancak bu trajik durum bize insanın doğa karşısında her zaman güçsüz olduğunu göstermektedir.

BM'nin 2024 Dünya Su Kaynaklarının Durumu raporu, su ile ilgili çatışmaların giderek arttığını göstermektedir. Küresel barışı korumak adına ülkeler arasındaki sınır ötesi işbirliğinin güçlendirmesi ve su ile ilgili uluslararası anlaşmaların hayata geçirilmesi üzerinde durulması vurgulanmaktadır.

Günümüzde 2,2 milyar insan hâlâ temiz içme suyuna, 3,5 milyar insan ise güvenli sanitasyona erişemiyor. Bu eşitsizlik giderek büyüyen bir eğilim göstermektedir.

Etrafımıza baktığımızda, bugün bir çevre felaketi yaşanmasa da mevcut durumun gelecekte insanlığı büyük bir yıkıma sürükleyeceği açıktır. Bunun en somut örneği Orta Asya’daki Aral Gölü’nün kurumasıdır.

Ayrıca bugün bölgenin en önemli sorunlarından biri sınır ötesindeki nehirlerin verimsiz kullanılmasıdır. Bu açıdan bakıldığında, Türk halklarının tarihi vatanaı olan Türkistan topraklarında su paylaşımı konusunda çözülmemiş ciddi sorunlar bulunmaktadır. Çin-Kazakistan arasında İli ve İrtiş, Kırgızistan-Kazakistan arasında Şu ve Talas, Kırgızistan-Özbekistan-Kazakistan arasında Seyhun (Sırderya) ve Tacikistan-Türkmenistan-Özbekistan arasında Ceyhun (Amuderya) nehirlerinin kullanımı konusunda hâlâ çözülemeyen ciddi anlaşmazlıklar yaşanmaktadır.

Nehirlerin kaynaklarına sahip olan ülkeler, nehrin suyunu kendi ekonomik ihtiyaçları doğrultusunda daha verimli kullanabilmek amacıyla çeşitli etkisiz projeleri hayata geçirmektedir. Bu sorunların içinde en kritik olanlardan biri, Kazakistan ile Çin arasında bulunan İli Nehri sularının etkin bir şekilde kullanılmasıdır.

Kazakistan'daki İli Nehri'nin su kaynaklarının %80’i komşu Çin'den geliyor. İli Nehrinin Çin sınırları içindeki toplam uzunluğu 125 kilometre olup, güneyden 26, kuzeyden ise 12 dere ve kaynak bu nehre dökülmektedir.

Çin'in 1984'te başlattığı geniş çaplı dışa açılma politikası sonucunda bölgedeki orman ve su kaynakları ciddi şekilde zarar gördü. Bunun sonucu olarak İli Nehri’nin iki yakasında, özellikle Erenkabırga ve Borohoro Dağlarındaki yemyeşil ormanlar, maddi kazanç uğruna feda edildi.

Yirmi yıl gibi kısa bir süre içinde geniş çam ormanları kurak arazilere dönüşmüştür. Ayrıca, sanayileşmenin hız kazanmasıyla nehirler ve kaynakların çevresinde yeni kasabalar, hidroelektrik santraller, maden işleme tesisleri ve barajların inşa edilmesi sonucu, zehirli gazların atmosfere yayılmasında artış yaşanmış ve dağ zirvelerindeki buzulların erimesi tehlikesi ortaya çıkmıştır.

Birkaç yıl önce Çin Halk Cumhuriyeti Devlet Konseyi'nin talebi üzerine Çin Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu, Su Kaynakları Bakanlığı ve İskan ve Kentsel-Kırsal İşler Bakanlığı, su kaynakları sektörünün reformu ve geliştirilmesi amacıyla hazırlanan "13. Beş Yıllık Kalkınma Planı"nı açıkladı. Bu planda, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki baraj sayısının 18'den 25'e çıkarılacağı açıkça belirtilmiştir. Bu barajların bir kısmının İli Nehri havzasında yer alacağı tahmin edilmektedir.

Söz konusu planda ayrıca, “Çin hükümeti önümüzdeki yıllarda sınır bölgelerinde bulunan küçük ve büyük su rezervuarlarında (barajlarda) yaşayan balık ve gıda olarak kullanılan omurgasız su canlılarını yetiştiren işletmelere devlet bütçesinden finansman sağlayacaktır” ifadesine yer verilmiştir. Bu hamle, Çin ile Kazakistan arasında akan sınır ötesi nehirlerin ve yeraltı sularının kirlenmesine ve azalmasına neden olabilir. Bunun olumsuz etkileri yalnızca iki ülkenin ortak kullandığı İli Nehri'ne değil, aynı zamanda Cungarya Aladağları'ndan başlayarak Balkaş Gölü'ne dökülen Aksu, Köksu, Tentek, Karatal ve Sarkan nehirlerine de zarar verebilir.

İli Nehri’ne yapılan bu müdahale öncelikle Balkaş Gölü’ne ulaşan su miktarının azalmasına yol açacaktır. Uzmanlar, bunun tüm Orta Asya ve Batı Çin'in ekolojik dengesini sağlayan Balkaş Gölü'nün kurumasına yol açacağını belirtiyorlar.

Aral Gölü felaketine benzer bir durumun Balkaş Gölü'nde yaşanması halinde sonuçları yalnızca Kazakistan için değil, aynı zamanda Çin’in Taklamakan Çölü'ne kadar uzanan bölgedeki yaşam için de büyük bir tehdit oluşturacağı belirtilmektedir. Bu durum, iki komşu ülkenin halkları için de ciddi bir tehlike teşkil etmektedir. Bu nedenle, Çin ve Kazakistan hükümetleri, iki ülke Cumhurbaşkanları arasında 2011 yılında imzalanan anlaşma ve sınır ötesi nehir sularının yönetimine yönelik uluslararası sözleşmeleri dikkate alarak, İli Nehri'nin ortak kullanımı ve ekolojik koşullarının korunması konusundaki sorumlulukların açıklığa kavuşturmaları gerekmektedir.

Bu bağlamda, Orta Asya ülkeleri arasında sınırı aşan su sorunlarının çözümü konusunda ortak bir mutabakat sağlanamaması günümüzün önemli meselelerinden biri olarak öne çıkmaktadır. Öte yandan, Çin ve Kazakistan hükümetleri arasında iki ülke arasındaki sınırı aşan su kaynaklarının verimli kullanımı ve korunması konusunda imzalanan anlaşma, her iki ülke için de faydalı bir adım olarak değerlendirilmektedir.
Seçilən
21
1
azadmedia.az

2Mənbələr